Sevgisizlik ve Sonuçları
Sevgisizlik
Sevgisizlik ve Sonuçları Dertleştiğimizde, kendimizi ifade ettiğimizde veya biriyle bir sırrımızı paylaştığımızda beyinde ‘’insula’’ denen bir bölge harekete geçer ve bu bölge bizi rahatlatmasıyla bilinir. Şimdi hiç sevilmeyen bir insanı ele alalım. Sevilmediği için dertleşecek kimsesi de olmaz. Dertleşse bile içten içe karşısındaki insanın onu sevemediğini düşündüğü için yeteri kadar huzurlu olamaz. Ruhsal ihtiyaçlarımız arasında en önemlisi ve en gereklisi her şeyin başı sevgidir. E tabi konu sağlığımız olunca da sevgi bir o kadar önemlidir. Sevgi demek ruh ve zihnin birbirine sıkı sıkı sarılması ve iletişim halinde olması demektir. Sevgisiz insanlara baktığınızda en çok dikkatinizi ne çeker? Benim ilk olarak ne kadar sinirli oldukları dikkatimi çekiyor. Sevgi görmeyen bir insan bir başkasına sevgi gösteremez. Kendini sevmeyen bir insan bir başkasını sevemez ve sevgisiz bir insan her şeye gereğinden fazla sinirlenin. Çünkü onu sakinleştirecek bir şey yoktur.
Sevgisiz İnsanları Tespit Etmek
Sevgisiz insanları tespit etmek aslında çok basittir. Etrafınıza şöyle bir baktığınızda genel olarak kimin mutsuz kimin mutlu olduğunu görebilirsiniz. Sevgisizlik ve Sonuçları Ama derinlerde iş başkadır. Bazen insanlar mutsuzluklarını çok gülerek abartı kahkahalarıyla gizlemeye derinlerde saklamaya çalışır. Aslında içten içe mutsuzlardır. Bu duygu durumlarının hepsi birbiriyle bağlantılı ama aynı şeyler değillerdir. Sevgiyle kanseri yenmiş insanları herkes duymuştur. Bir insan isterse zihniyle her şeye hükmedebilir her şeyi başarabilir.
Bilim insanlarının su üzerinde yaptıkları deneyi hepimiz biliyoruzdur. İki farklı kapa aynı su doldurulup ve farklı odalara konuluyor. Daha sonra bir kaptaki suya hep olumlu şeyler söylenirken diğer kaptaki suya hep olumsuz şeyler söyleniyor. Sonuç ne dersiniz? Evet olumsuz şeyler söylenen su ve olumlu şeyler söylenen suyun atomları değişiyor. Suyun pozitif ve negatif duygulara karşılık veren bir element olması ve kopyalama saklama özelliğini barındırması adını koyamadığımız ruhsal geçişlerin cevabıdır. Anne rahmine düştüğümüz andan itibaren varlığımız p ini oluşturan su, etrafı dinliyor ve onma göre şekilleniyor. Yani bizler dinlediğimiz duyduğumuz şeylere göre şekilleniyoruz. Daha anne karnındayken bile içinde bulunduğumuz ortamın gergin ve ya huzurlu olması önemli. Sevgisiz aileler sevgisiz çocuklar dünyaya getirir. Ve o çocuklarda sevgisiz evlilikler yaparlar ve yine sevgisiz çocuklar dünyaya getirir…
Sevginin Önemi Çok Büyük
Sevgi tahmin ettiğimizden çok daha önemlidir bizim için. Sevmediğimiz işlerde ömrümüzün en güzel zamanlarını tüketiyoruz. Sevgisinden emin olmadığımız eşlerle aynı yastığa baş koyuyoruz. Hazır mıyız değil miyiz bilmeden ebeveyn oluyoruz. Sevgisiz evliliklerden doğup sevgi görmeyen çocukların mutsuz sevgisiz sinirli olmalarının sorumluluğu kim de? Sevgi ve mutluluk kavramı şu dönemde eskisine göre değiştir. Bulunduğumuz toplumda biz kavramları bile değiştirebildik. Beynimizin mutluluk hormonu olan depomin artık sevdiklerimizden değil sosyal medya beğenileriyle artıyor.
Sevgi ve Güven
Sevginin güven üzerinde de etkisi yok sayılmaz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sevgi görmeden büyüyen kişiler hayatları boyunca kendini güvende hissedemiyor. Kendilerini değerli görmedikleri bir yaşama mahkum oluyorlar. Bu sorunu aşabilmek için de başka yollara başvuruyorlar. Yani çocuk yapmadan önce herkesin tekrar tekrar ve tekrar düşünmesi gerekiyor. Sizin mutsuz bir evliliğiniz varsa ve dünyaya bir çocuk getirmeyi düşünüyorsanız kendinizi bulunduğunuz durumdan kurtarmadan bir çocuk yapmanız demek, Dünyaya mutsuz sevgisiz bir birey getirmeniz demektir. Tabi böyle sevgisiz bir ailede büyüyüp kendini geliştirebilmiş insanlarda var. Ama herkes bunu başaracak diye bir şey yok. Sevgisizlik ve Sonuçları Bunun sorumluluğu tamamen ebeveynlere aittir. Hırsızlığın bile anne sevgisi eksikliğine dayandığını biliyor musunuz? İşte tam bu yüzden toplumsal huzurun sağlanması için sevgisiz bireylerin sevgisiz çocuklar dünyaya getirmemeleri gerekiyor.