Dolma Kalemi Kim Buldu

Dolma kalemi kim buldu, dolma kalemin yapısı nasıldır, dolma kalem çeşitleri vb… akla takılan soruları sizler için araştırdık.

Dolma kalemler müzelerde sergilense artık yeridir. Bir zamanların bu zarif yazı aracı maalesef tükenmez kalemlerin saltanatıyla nostaljik nesneler sınıfına girdi. Yazı yazarken pratik olmasa da onunla yazılmış yazıların zarafeti de bir başka olur. Sanırım sırf bu nedenle hala dolma kalem tutkunları var.

Dolma Kalemi Kim Buldu

İçine mürekkep doldurulan bir depo, altın ya da paslanmaz çelikten yapılmış bir uç (yazma ucu) ve mürekkebi uca ileten hava delikleri ile akıntı kanalları sisteminden oluşan dolma kalemin mürekkep besleme sisteminde, kılcal etki ve yüzey gerilimi gibi doğal olaylardan yararlanılır. Batida patenti 150 yılı aşkın bir süre önce alınan ilk dolma kalemler, kılcal etkiden yararlanmıyordu. Yalnızca mürekkep akışını sağlamak için sık sık çalıştırılması gereken bir piston düzeni bulunuyordu. Bu tarz dolma kalemi hayatımıza sokan ilk kişi Fransız Jules Fagart’tır. Günümüzün dolma kalemlerindeki kanallar ve hava deliklerine besleme mekanizması denir. Bunlar, ilk olarak ABD’de L. E. Waterman tarafından 1880’lerde başarıyla uygulanmıştır.

 Waterman’ın dolma kalemleri çok beğenilmiş ve milyonlarca satılmıştır. Dolma kalem içindeki akıtma kanalı, en uygun boyutta olmalıdır. Kanal çok küçük olursa mürekkep akmaz; çok büyük olursa fazla akarak kağıdı lekeler. Kılcal etki, bir boru içindeki sıvının yüzey gerilimi sonucu ortaya çıkar. Sıvı, borunun çeperlerine yapışır ve besleme sisteminin dibinden bir bölümü alınmadıkça akmaz.

Dolma Kalemin Yapısı Nasıldır?

Dolma kalemde sıvı, mürekkeptir ve yazma yoluyla besleme sisteminin altından bir bölümü alınır. Mürekkep, ucunda dikey bir yarık bulunan kalem ucuna doğru akar. Mürekkebin yüzey gerilimi, bu yarığa yönelmesine ama uçtan akıp gitmemesine neden olur. Yazma sırasında ucun hafifçe kağıda bastırılmasıyla yarık genişler ve mürekkep akar. Yüzey gerilimi; sıvıyı, düşen bir yağmur damlası gibi küresel biçim almaya yönelten bir özelliktir. Sıvı molekülleri birbirini çeker. Bu yüzden sıvı damlası, tıpkı lastik bir kaba benzer. Bir iğnenin suyun üstünde yüzmesi, bu özelliğe bağlıdır.

 

İğne, gerçekte taşırdığı sudan daha ağırdır ama yüzey gerilimini yok edecek kadar ağır değildir. Dolma kalemlere mürekkep çeşitli biçimlerde doldurulur. Bazı depolar lastikten ya da ona benzer yumuşak bir maddeden yapılır. Bu tür depolar sıkıştırılıp mürekkebe daldırılıp kol gevşetilir ve depo, doğal biçimine dönerken mürekkebi emer.

Bazı dolma kalemlerdeyse bir pistonlu emme düzeni ya da bir “snorkel” (uçta bulunan ve tulumbayla mürekkebi emen bir boru) bulunur. Kartuşlu dolma kalemlerde değistirilebilen kartuş, mürekkep deposudur. Dolma kalemin arka ucu açılır, içine kartuş yerleştirilir. Dolma kalem vidalanarak kapatıldığında kartuşun ucundaki mekanizma açılır. Mürekkep depolarının çoğunda, gerekli basıncı sağlamak için mürekkebin arkasındaki bölmede hava delikleri bulunur. Kullananın isteğine göre aynı dolma kaleme değişik genişlikte, çeşitli uçlar takılabilir. Dolma kalemlerin, vidalı ya da geçmeli olarak kapatılan kapakları vardır. Bunlar, kalem kullanılmadığında mürekkebin kurumasını önler ve cepte taşınırken giysileri korur.

Kaynakça:

Yakamoz Yayınları

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu