Kelebeklerin Ömrü Ne Kadardır ?

Kelebeklerin ömrü ne kadardır, kelebeklerin yapısı, kelebekler nerede yaşar, kelebeklerin evrimi, kelebeklerin özellikler vb… akla takılan soruları sizler için cevapladık.

Kelebeklerin Yapısı

Kelebekler dünyanın en narin, uçan böcekleridir. Tüm böcekler gibi altı eklemli bacakları, üç kısımdan oluşan vücut bölümleri, bir çift antenleri, petek gözleri ve dış iskeletleri vardır. Üç bölümden oluşan vücut parçaları sırasıyla baş, gövde/göğüs ve karındır. Karın kısmı, kuyruk kısmını da içerir. Kelebekler dünyanın her yerinde, bütün iklim tiplerinde yaşayabilirler. Bununla birlikte en fazla kelebek türü tropikal yağmur ormanlarında yaşar. Kelebeklerin yaklaşık 170 bin civarında türü vardır. Kelebek, kurbağa ve uğur böceği gibi başkalaşım geçiren canlılardandır. Bu husus kelebeklerin ömrünü değerlendirirken önem kazanır; çünkü yaşam süresini doğum-yaşam- ölüm dizgesinde ele aldığımızda aslında kelebekler aylarca yaşarlar.

Kelebeklerin tüm vücutları küçük ve ince duyu tüycükleriyle kaplıdır. Kelebeklerin dört kanadı ve altı bacağı gövdesine bağlıdır. Gövdede bacak ve kanatların hareketini sağlayan kaslar mevcuttur. Kelebekler iyi birer uçucudur. Bazıları saatte 48,2 km. hıza ulaşabilirler. Kelebeklerin yaslandıkça renkleri solmaya başlar. Yavaş uçanları ise bu hızın altıda biri hızla uçar.

Kelebeklerin Ömrü Ne Kadardır

 Kelebek olarak tanımladığımız hâli, ömrünün son aşamasıdır ve bu aşamada türlerine göre yaşam süreleri değişir. Kelebeğin çeşidine göre maksimum yaşam süresi 4 günle 10-11 ay arasında değişebilir ancak kelebek avcıları nedeniyle beklenen yaşam süreleri kimi araştırmacılara göre en fazla 2 ila 14 gün arasındadır.

 

 

Kelebeklerin Evrimi

Kelebekler yaşamına tırtıl olarak başlar. Tırtılların çok güçlü çeneleri vardır. Tırtıl yumurtadan çıktıktan sonra yapraklarla beslenerek kendini pupa evresine hazırlar. Tırtıl pupa evresinde kendi etrafına bir koza örer ve gelişimini bu kozanın içinde tamamlar. Gelişimini tamamlayan tırtıl, kozayı deler ve hepimizin ipek kanatlarını hayranlıkla izlediğimiz narin bir kelebek olarak dışarı çıkar.

İpek üreticileri kozalar delinmeden önce onları işlemeye başlarlar. Bu durum milyonlarca kelebeğin daha dünyaya gelmeden ölmesi anlamına gelir. Kelebekler aylarca tırtıl halinde yaşadıkları halde, kelebek olarak yetişkinken çok kısa bir süre yaşarlar. Bu yüzden bazı kelebeklerde beslenme için ağız ve hortum bile yoktur. Yaşamlarının bu kısa aşamasını beslenmekten çok eşlerini aramak, çiftleşmek ve yumurtlamak yani nesillerini sürdürmek için kullanırlar.

Yeryüzünde yaşayan kelebek çeşitlerinin sayısının 18 sıfırlı bir sayıyla ifade edilebileceği düşünülür yani her insana bir milyon kelebek düşer. Bir başka deyişle, ortalama ağırlığı 70 kg. olan bir insana yeryüzünde 850 kg. kelebek düşer.

Dişi kelebekler genellikle erkek kelebeklerden daha uzun yaşar. Hiçbir yetişkin kelebek bir yıldan fazla yaşayamaz. Tabii bu rakamlar canlının tırtıl ve pupa evrelerinde geçirdiği süreleri içine almaz. Kimi türlerde erkeklerin çiftleştikten hemen sonra öldüklerini de ekleyelim. İnsanların kelebeklere ihtiyacı vardır. İnsanların fark et- memesine rağmen aslında doğanın dengeli ve sağlıklı olabilmesi için kelebekler önemli görevler üstlenirler. Kelebeklerin üstlendikleri önemli rollere bir kaç örnek vermek gerekirse şunları sayabiliriz:

Kelebeklerin Doğaya Faydaları

•Yabani bitkilerin polenlerinin taşınmasını bitkinin çoğalmasını hem de o bitkiyle beslenen hayvanların yiyecek bulmasını sağlarlar. Bu bitki grubuyla beslenen canlılara insanlar da dahildir.

• Hassas bünyeleri en ufak ekolojik değişiklerden etkilendiğinden kelebekler ekolojinin sağlıklı olup olmadığının bir göstergesidir.

Kelebekler Nerede Yaşar

 Kelebekler narin gibi görünmelerine rağmen yeryüzünde karşılaştıkları her sorunu çözecek düzeylerde bulutlar gibi dolaşabilir, sularda yüzebilir, mağara kovuklarında yaşayabilirler. Dünyanın en yüksek dağlarında, tropikal ormanlarda, petrol birikintilerinde yanardağ ağızlarında hatta kutuplarda bile dolaşırlar. Böceklerin en geniş takımlarından birini oluştururlar.

 

Kaynakça:

Yakamoz Yayınları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu