Ayna Kırılması Neden Uğursuzluk Getirir
Ayna kırılması neden uğursuzluk getirir, ayna kırmak uğursuzluk getirir mi, gece aynaya bakmak uğursuzluk nedeni midir? vb… akla takılan soruları sizler için araştırdık.
Ayna Kırılması Neden Uğursuzluk Getirir
Ayna günlük hayatımızda sürekli olarak kullandığımız ve bizi büyük dertlerden kurtaran önemli bir araçtır; fakat tarihten günümüze kadar sürekli olarak kullanılan bu araca yüklenen bazı olumsuz anlamlar da olmuştur. Bu anlamlar daha çok ruhsal boyutta olup uğursuzluğa işaret etmiştir. Özellikle ayna kırıldığında uğursuzluk getirir inancı, en eski batıl inançlardandır. Kökeni, ilk aynanın yapılışından yüzyıllar öncesine hatta İlk Çağ’a kadar gider.
İlk insanlar suyun yüzeyinde yansımalarını gördüklerinde ürkmüş ve bunun ruhları olduğunu sanmışlardır. Suyun bulanmasıyla yansımaları kaybolunca da ruhlarının bir parçasının kendilerini terk ettiği inancı gitgide toplum bilincine yerleşmiş hatta su birisi tarafından bulandırılırsa o kişinin düşmanları olduğu düşünülmüştür. Daha sonralarıysa aynanın bulunması bazı olayların seyrini değiştirmiştir.
İlk aynaların kullanılışı eski Mısır dönem Jerine rastlar. Bunlar pirinç, bronz, gümüş hatta altın gibi metallerden yapılmış ve çok iyi parlatılmış yüzeylerdi ve kırılmaları mümkün değildi. Bu sayede aynalar uzun ömürlü ve daha sağlam bir şekilde kullanılırdı. İşte bu parlak yüzeylerden yansıyan görüntünün o insanın ruhunun bir yansıması olduğuna inanılmaya başlandı. Sonraları bu inanca, vampirlerin ruhları olmadığından bu parlak yüzeylerde görüntülerinin yansımadığı inancı ilave edildi. Aynı şekilde cam kapların yapılmaya başlanmasıyla kaptaki sudan yansıyan görüntünün ruhun bir yansıması olduğu inancı devam etti.
Cam kap kırılırsa içinde bulunan ruhun bir parçasının vücudu terk ettiğine inanılırdı. Milattan önceki dönemlerde Yunanlar su dolu kaplara bakarak kahinlik yapar ve geleceği okumaya çalışırlardı. Yunanlardan sonra Romalılara kadar ulaşan bu adette, suya yüzü yansıyan insanın suretine bakarak onun geleceğine dair kehanette bulunulurdu; fakat bu kap bir şekilde döküldüğünde ya da kırıldığında suretine bakılan insanın kısa zamanda başına felaketlerin geleceğine hatta öleceğine inanılırdı.
Romalıların inançlarına göre insan hayatı ve sağlığı yedi yıllık döngüler içinde seyrederdi ve kırılan tas, yedi yıl boyunca lanetiyle insanın peşini bırakmazdı. Vücudun kendini yenileyerek sağlığına kavuşması için yedi yıl geçmesi gerekirdi.
Bunun sonrasında ilk cam ayna 15. yüzyılda Venedik’te üretildi. Gümüşle sırlanan aynalar, yüksek sınıftaki insanlar tarafından alınır; oldukça pahalı olmalarından ötürü, ziynet eşyası gibi kullanılırdı. Pahalı bir mücevherin kırılmasının istenmeyişi, lanetlenme inancını sürdürdü.
Gece Aynaya Bakmak Uğursuzluk Nedeni midir?
17. yüzyılın ortalarında İngiltere ve Fransa’da ucuz m maliyetli aynalar üretilmeye başlandı ama batıl inanç o kadar yerleşti ki günümüzün modern dünyasında bile hala devam ediyor. Bu inançla beraber geliştirilen bazı önlemler de vardır. Örneğin, aynanın kırılan parçaları toplanır ve güneye doğru akan bir ırmakta yıkanırsa veya toprağa gömülürse kötü şans yok edilmiş olur. Ancak kırılan parçaları alıp evden çıkarken içlerine bakmamak gerekir. Yatak odalarındaki aynaların üzerileri kullanılmadığı zamanlarda örtülmelidir ki ruh içinde kalmasın. Ölen bir insanın evindeki aynaların da üzerileri örtülür, ruh gökyüzüne doğru yolculuğunda bir engelle karşılaşmasın diye.
Anadolu kültüründeyse insanın suretini fazla görmesi makbul sayılmadığından aynaların arka kısımları oldukça süslü yapılarak duvara dönük asılırlar. Bir insanın ölüp ölmediğini anlamak için ağzına ayna tutulması zamanla Anadolu’da aynaların olumsuz olayları çağrıştırmasına neden olmuştur. Örneğin, bir evde ayna kırılırsa özellikle aynayı kıranın başına kötü bir şey geleceğine inanılır.
Yedi yıl süren uğursuzluk inancı Anadolu’da da etkisini sürdürür. Bir genç kız ayna kırarsa yedi yıl boyunca evlenemeyeceği şer yorumlanır. Gece aynaya bakmak da hayra yorulmaz. İnanışa göre gece aynaya bakanın ömrünün kısa olacağı söylenir. Ayrıca genç kızlar gece aynaya bakarlarsa güzellikleri güzelliklerini kaybedeceklerine inanırlar. Gece aynaya bakmayla ilgili bir diğer yorumsa aynada başka suretlerin (cin, şeytan) aynaya bakan kişiye gözükeceği inancının yaygın olmasıdır. Bununla ilgili şöyle bir deyiş bile vardır: ‘Gece aynaya bakma deli olursun.’ Yeni doğmuş bir bebeğin iki yaşına kadar aynada kendisine bakmasının doğru olmadığına; çünkü aynada kendini gören bebeğin korkarak aklını yitireceğine inanılır. Unutmayalım ki batıl inançlar mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlardır.
Kaynakça:
Yakamoz Yayınları