Kaygı nedir?, Neden Kaygılanırız?
Kaygı bozukluğu nasıl oluşur?
Neden Kaygılanırız, Kaygı bozukluğu nasıl oluşur?, Kaygı nedir?, Kaygılanmak olumsuz bir durum mudur?, Normal kaygı mı yaşıyorsunuz?, Sınavlar neden kaygılandırır?, Kaygının başarıya etkisi nedir? Kaygı Bozukluğu Nedir? Kaygı bozukluğunun belirtileri neler gelin detaylara bakalım. Kaygı diğer adıyla anksiyete, tehdit veya korku ile karşılaşan bireyin, fiziksel ve psikolojik olarak vermiş olduğu tepkilerdir. Kaygı sistemsel bir savunma biçimidir.
Neredeyse tüm canlılarda değişik şekilde görülür. Hemen hemen hepimiz, olağan hayat içinde kaygılar yaşıyoruz, bu gayet normal karşılanacak bir durumdur. Hayatın akışı içinde yaşanılan kaygılar, kaçınılmazdır.
Kaygı nedir?
Kaygının yaşanmasında çok çeşitli nedenler vardır, Neden Kaygılanırız bunlar çevresel veya içsel kaynaklı olarak değişkenlik gösterir. Bireylerin kaygı yaşadığı durumlarda tepkileri de duruma göre bazen artar, bazen de azalır, ya da tepki verilmeyebilir.
Kaygı bozukluğu nasıl oluşur?
Kişiler neye göre tepki verip vermediği, bireye özgüdür. Bireylerin kişilik yapısına göre, tepkilerin derecleri de değişkenlik göstermektedir. Örneğin stresli bir yapıya sahip olan bireyler de, kaygı oranı oldukça fazla olabiliyor. Ülkelerin, yaşam koşulları, insanları kaygılandıracak durumları fazlaca karşısına çıkartabilir.
Bu durumlara karşı savunma mekanizmaları devreye girer, bireyi içsel olarak rahatlatmaya çalışır, sağlıklı tüm bireyler bu şekilde olmaktadır. Kaygının normal bir şey olduğunu, kabul edip buna göre bireyin kendini ayarlaması, bireye özgü oluyor. Tabi kaygı ile mücadele etmeyi biliyorsanız ve sağlıklı kişilerseniz.
Neden kaygılanırız?
Kaygı Nedir bizi kaygılan durumlar, bunlara çok çeşitlidir, kaygıların başında kişinin kendini gerçekleştirme duygusu vardır. Hem bireysel yaşamında, hem de sosyal hayatında isteklerine ulaşmak ister ve bunun engellenmesi karşısında huzursuzluk yaşar.
Bu huzursuzluğu aşmak için mücadele eder. Ülkemizin ve diğer ülkelerinde yaşadığı en önemli sorun İş kaygısı, ikinci büyük sorun eğitimdeki büyük sorunlar iyi bir okul, iş veren üniversite en önemlisi de okullardaki sınav kaygısı biz bunun üzerinde fazlaca duracağız.
Bazılarımızın toplu alanlarda konuşamama, mahcup olmaktan korkma gibi uzayıp giden bir liste ve sonuç kaygılar, kaygılar ve bizi oldukça sıkıntıya sokan, zora düşüren durumlar.
Kaygılanmak olumsuz bir durum mudur
Kaygı günlük yaşam seyri içinde birkaç defa hepimizi yoklar, Neden Kaygılanırız bu durum psikologlar tarafından gayet normal olarak kabul edilmektedir. İşte, okulda her ne ile uğraşıyorsanız, hepimizi endişe ettirecek, durumlar, problemlerle karşı karşıya kalırız, normal bireyler kaygıyı dengeler ve kendisine zarar vermeden savuşturur.
Bir nevi bir güvenlik ağı gibi kişi kendini korumaya alır. Aslında bir anlamda kaygı kişiyi tehlikelere karşı uyarıcı, bir mesajdır. Sizin bu mesajı nasıl anladığınız, çözümlediğinize bağlı olarak bu mesajlara anlamlar yükler. Sistem kendini korumaya alarak, size kendinizi güvende hissetmenizi sağlar.
Eğer gerçekten tehlikeli bir durum, bir problem varsa, bireyi önlem almasını sağlar ve normal bütün bireylerde benzer tepkiler vardır. Doğada tüm canlılarda böyle davranmaktadır. Belgesellerde görmüşsünüzdür, tehlikeyi algılayan yada hisseden canlı, hemen savunmaya geçer.
Bu canlının yaşaması için şarttır. Aynı durum bizim içinde geçerli olup, rahatsızlık verecek durumlara karşı önlemler alırız, iç dengemizi sağlarız. Buraya kadar anlattıklarımız normal kişiler içindir, bir hastalığı yada rahatsızlığı olmayan tüm bireyler bunları yapar, bazen farkında olmadan da bunları yapabiliriz. Bazen yoğun bir kaygı içinde kalabiliriz.
Kaygılarımızı atlatamıyorsak ve bizi uzun zaman etkisi altına alıyorsa ve bu meşguliyet dengeleri bozuyorsa, kaygı durumu bir türlü bitmiyor devam ediyorsa ,endişeleniyorsak ve kötü senaryolar kuruyorsak,burada birazcık düşünmek gerekiyor.
Normal kaygı mı yaşıyorsunuz?
Normalin üstündeki kaygı derecesi, bir süre sonra bireylerde olumsuz davranışlara doğru yönetmekte, kişiyi etkisi altına alıp kararsızlık halini yaşamalarına sebep olmaktadır., Kaygı Nedir Bozuk bir kaygı yapısına sahip olan kişilerde, giderek kaygı derecesini artırır, bireylerde çeşitli davranış bozukluklarına ve sağlık açısından bir takım sorunlara yol açar. Uzun süre kaygı altında kalan kişilerde stres,hayattan zevk alamama ardından psikolojik sorunlara ve bunalımlara, en sonunda da hayat akışını bozarak; kişiyi hayatını durdurma noktasına kadar götürür.
Bu derecedeki kaygılar, psikologlara göre oldukça tehlikeli ve bu durum karşısında önlem alınmaz veya duruma göre tedavi edilmezse panik ataklara, kaygı bozukluğuna, bazen ani irkilmelere, hatta kalp krizine bile neden olmaktadır.
Kaygılarımızın nedenini öncelikle tespit etmeliyiz, gerçekten kaygılarımız, endişelendiğimiz şeyler, acaba ne kadarı gerçekçi; yani kaygılanmaya gerektiren şeyler midir? Yoksa kendimizin oluşturduğu, bir hayal dünyası sonucu ortaya çıkan durumlar mıdır? Bunları tespit etmeliyiz, Neden Kaygılanırız bazen profosyonel yardım almamız gerekebilir.
Kaygıların derecesi kişiye göre değişebilir, çocukluk yıllarında yaşanan olumsuz durumlar,aile baskısı ve çevresel baskılar, korkular (karanlık, yükselti, ani gürültü, gibi…) küçük yaşlarda çokça gözlemlenen, anne babadan ayrılma korkusu, ilerleyen yaşlarda güven problemine ve kaygıya neden olmaktadır.
Sınavlar neden kaygılandırır?
Diğer önemli Kaygı Nedir kaynağı ise özellikle eğitim süreçlerinde yaşanan, sınav kaygısı ve uzun süreli olarak, bireyin sonraki hayatını etkiliyor ve hayatında derin izler bırakıyor. Sınav kaygısı. öğrendiğimiz bilgilerin, sınav esnasında kullanılamaması, bilgilerin yoğun stres altında, bilgileri hatırlayamaması olarak söyleyebiliriz.
Öğrenciler, eğitimi başarı veya başarısızlık olarak kodlayınca ister istemez kaygıyı doğuruyor. Sonradan öğrenilen bir durum, aslında biz eğitimi kendimiz kaygı olarak kodluyoruz,buna kendimizce anlamlar yükleyerek, kendimizi yoğun stres altına sokuyoruz. Eğitim yoluyla yoğun bir kaygı dünyasına merhaba diyoruz. Sizler, bizler belki de bilmeden kaygıyı çevremize hatta kendimize yüklüyoruz.
İstediğimiz şeyleri elde edebilmek için, bazen yanlış hedefler koyarak , büyük bir baskının altına sokuyoruz. Eğitim hayatında başarılı olup olamama, büyük bir baskı unsuru olacak kadar öğrencilerin hayatında önemli bir durum. Eğitim öğrenciye istendik davranışlar kazandırma sanatı, oysa eğitim, istenilen yönünde eğitmek, geliştirmek ve bireyin kendini gerçekleştirmesini sağlamak, eğitimin amacı hedeflerini gerçekleştiren bireyler haline dönüştürmek.
Fakat bunların yerine önce strese, kaygıya, en sonunda problemli bireylere dönüştürüyoruz. Toplum olarak sınavlar hepimizin hayatında önemli birer basamaktır. Neden Kaygılanırız Bu basamaklar ile yükseliyor ve buna göre de hayatımızı dizayn ediyoruz.
Hedeflerin çatışması, uyuşmaması, kendi dünyasında oluşturduğu hedefler ile çevresinin verdiği mesajların çatışması sonucunda kişiyi rahatsız eden bir probleme dönüşür. Çatışmaya yönetemeyen birey, kaygı yaşamaya başlıyor. Sınav ile kaygı arasında bir bireyden bireye değişen yoğun ya da düşük bir bağ vardır. Ülkemizde yapılan sınavlar sonucu birçok, öğrenci hayalindeki okula, mesleğe kısaca kendini mutlu edecek sonucu ulaşıyor.
Sınava yüklenen mesajlar, öğrenciler üzerinde yoğun bir baskı kuruyor. Bu baskı önce strese sonra korkuya, en sonunda davranış bozukluğuna dönüşüyor. Sınava hazırlık sürecinde yada sınav esnasında öğrencilerde çeşitli şikayetler görülür. Karın ağrıları, aşırı terleme,ağlama, hatta bayılmaya kadar giden, birçok fiziki ve psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Öğrencilerdeki aşırıya varan kaygı durumu, dikkat bozukluğuna, odaklanamama bunların neticesinde başarıda düşüş olarak karşımıza çıkıyor. Sınav kaygısının temelinde, öğrencinin kendini tanımaması, anne ve babanın gerçekçi olmayan hedefleri ve çocuklara başaramayacak hedefler koymaları, buna zorlamaları… Kaygıda, anahtar rol öğrencinin kendisini tanıması. Yetenekleri, ilgileri hakkında yeterince, bilgi sahibi olması değilse bunun sağlanmasıdır.
Eğitim süreçlerinde ailenin aynı zamanda bilgilendirilmesi, oldukça önemli bir yere sahiptir. Çevre faktörü, aile baskısı bazen öğrenciye yanlış hedefler çizdirmekte, o kadar uğraşlara rağmen bir arpa boyu yol alınamamaktadır. Bu konu ile ilgili bir örnek verecek,okullardaki bölüm seçmeleri oldukça iyi bir örnek olacaktır.
Öğrencinin hangi alana ilgisi ve yeteneği varsa ona göre tercih yapılmalı, oysa öğrenci genelde aile ve çevre baskısı sebebiyle kendisini mutlu edecek bir bölüme gidemiyor ,ilgisi dışında bir bölümde olmadığı için başarılı olamıyor.
Ne kadar çalışsa da, istediği hedefe varamıyor ,Neden Kaygılanırız başarısızlıklar mutsuz bireylere çeviriyor. Birey önce kendisini tanımalı,kendini tanıyan öğrencilerin hedefleri de kendine uygun olduğu içinde bu konuda, öğrenci durumuna göre hedefler belirliyor yada belirleniyor.
Yanlış hedefler, büyük hedefler altında ezilen öğrenciler büyük baskı altına giriyor, bu baskılara dayanamayan birey ileriki hayatlarında hep bu problemlerle boğuşup, kronik bir sorunlu olarak, hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar. Farkında olmasak da, bu bir hastalık, kendini gerçekleştiremeyen bireyler ezik, soyutlanmış, emir komuta ile çalışan birer makineye döşüyor.
Sınavlar öğrencinin gözünde kabusa dönüşüyor, keşke şöyle düşünebilsek, yada düşündürmeyi başarabilsek, sınavların birer araç olduğunun farkına varabilmesini sağlasak, amacın bilgiyi öğrenmek ve hayatında kullanmak olduğunun sezdirebilsek, böylece bireyin daha rahat olmasını sağlamış olacağız.
Başarılı olamaması durumunda, öğrencinin sınavlardan deneyim kazandığını ve hatalardan ders çıkararak daha iyi odaklanması, gerektiğini öğretilirse sınav kaygı olmaktan çıkıp bir ödül haline dönüşecektir. Sınava hazırlanan, öğrenciler bu strese daha yoğun olarak yaşıyorlar. Kaygı Nedir
Öğrencilerde ders çalışma teknikleri öğretilerek, kaygıları durumları minimum seviyeye indirilebilir. Eğer sınavları iyi bir şekilde hazırlanırsa, bu kaygı normal seviyeye inecektir.
Kaygı Bozukluğu Nedir?
Kaygı bozukluğunun diğer bir anksiyetedir. Kaygı bozukluğu en basit haliyle kişinin korku, kaygı duyması ve sürekli olarak iç sıkıntısı yaşamasıdır. Kaygı bozukluğuna sahip olan insanlar sık sık olumsuz düşüncelere kapılmaktadır. Halk dilinde buna kişinin sürekli olarak vesves duyması da denilmektedir.
Kalp çarpıtısı, nefes darlıkları ve göğüs kafesinde daralamalar kaygı bozukluğunun ortaya çıkartmış olduğu başlıca sorunlardır. Aslında kaygı bozukluğu hemen hemen toplumdaki bütün insanlarda bulunmaktadır. Kimi zamanda insanların kaygı veya korku duyması onları daha tedbirli ve özenli olmaya itmektedir.
Fakat bu duyguların çok yoğun yaşanmaya başlaması ve kişinin bu duyguları kontrol edememesi beraberinde ciddi sorunları getirmektedir. Bu sorunların başında ise kişilerin sağlığında bozulmalar meydana gelmesi ve gündelik yaşamlarında aksamalar olmasıdır.
Öyle ki kaygı bozukluğu çok ciddi boyutlara ulaştığında kişiler hayatlarına normal düzeninde devam edememeye başlamaktadır. Bu da kişinin daha da çok kaygı ve korku duymasına sebep olmaktadır. İlk başlarda birkaç gün süren kaygı bozukluğu daha sonrasında haftalarca hatta aylarca yıllarca sürmeye devam etmektedir. Bu süregelme durumu ise bireyi daha çok kendi içine çekilmeye ve yalnızlığa itmektedir. Ayrıca manevi olarak kendimizi iyi hissetmek için Endişe ve kaygı için okunacak dua sayfamızıda ziyaret ediniz.
Kaygı bozukluğunun belirtileri ;
- Kişinin yoğun bir şekilde nefes darlığı ve kalp çarpıntısı yaşaması
- Tansiyonda aniden meydana gelen yükselmeler ve düşmeler, bunun sonunca sık sık yaşanan baş dönmeleri
- Mide bulantılarının yaşanması
- Sürekli olarak baş ağrılarının yaşanması
- Kişinin çok yüksek seviyelerde korku duygu durumu yaşaması
- Kişinin öleceğini düşünmesi ve sürekli olarak ölüm korkusu yaşaması
- Sürekli olarak hayattan kötü, olumsuz şeyler beklentisi
- Uykusuz kalma ve uykuya dalmada sorunlar yaşama
- Gece yarıları sebepsiz bir şekilde uykudan uyanma durumları
- Her şeye çok fazla sinirlenme ve ani sinirlenmeler
Kaygının başarıya etkisi nedir?
Sınavları fazla gözünde büyütmemek, sadece sınavın kendisi için bir deneyim olduğunu, başarılı olamazsa yolun sonu olmadığını bilerek , hatalarından ders çıkartarak daha iyi başarabileceğini düşünmesini böylelikle stresle ve kaygı ile en iyi şekilde başa çıkma yolu olarak, öğrencilere bu durum hatırlatabilir. Bu yöntemle, kaygının etkileri azaltılabilir, bireylerin gevşemesi sağlanır.
Unutmayalım düşük seviyede yaşanan kaygı dikkatsiz yaparken, orta dereceli kaygılar ise sizi daha dikkatli yapar. Beynimiz bizi korumak için uyarılar gönderir. Neden Kaygılanırız Sonuç olarak normal düzeyde ki kaygı size zarar vermez ve daha da konsantrenizi artırır. Sizi başarıya ulaştırır, her şeyin azı karar, çoğu zarardır. Öğrencileri anlamaya çalışalım,onların bu zor süreçte yalnız bırakmayalım. Sağlıkla kalın. Ayrıca Endişe duası sayfamıza göz atmanızı öneririz.