Evlatlıktan Ebeveynliğe
Evlatlıktan Ebeveynliğe İnsanoğlunun yaşam döngüsü “doğmak, büyümek, yaşlanmak ve ölmek” üzerinedir. İşte bunun hepsine birden ömür denir. Ömrü boyunca insan türlü olaylar yaşar ve nice anılar biriktirir. Her yaşam döngüsünde farklı anılar farklı olaylar süregelir.
Evlatlıktan Ebeveynliğe
Doğduğumuz andan itibaren bir evlat olarak yaşama başlarız ve bu bir evliliğin en güzel meyvesidir. Üzerimize titreyen ebeveynler ve aile büyüklerimiz, istediğimiz her şeyin yapıldığı müthiş bir yaşam. Evlatlıktan Ebeveynliğe Daha ne istenebilir ki bir çocuk olarak. Her anında seni destekleyen, seninle üzülüp seninle sevinen bir anne babanın varlığı kadar daha güzel bir duygu var mıdır? Biraz aklımız erince, fark etmeye başlayınca olup bitenleri, her istediğimiz olsun isteriz evlat olarak. “Anne bana köfte yap”, “Baba gezmeye gidelim” gibi daha niceleri. Anne-Baba kıyamaz işte yapar, yapmaya çalışır. Evlat istediğinde dünya durur çünkü. Anne-Baba olmak bunu gerektirir.
Evlat gururdur, övünçtür, mutluluktur, sevgidir, hayattır. İnsan evladı için bir değil bin ömrü olsa verir, vermeye hazırdır.
Evlat olarak bunları bilmeden ömür geçer ha geçer. Her şey toz pembe, güllük gülistanlıktır. İstediğinde nasıl olduğunu sormadan geçer ömür. Nerden geldiğini, nelerin feda edildiğini ve nasıl olduğunu sormaz evlat. Aklına gelmez de zaten, yaşadığı mutluluktan ötürü. Anne-Baba da evladını mutlu gördüğü için mutludur.
Bir evlat anne-baba olduğunda hayatı anlar. Bir evladı olduğunda neler yaptığının farkına varmaktadır. O zaman anne babasının kıymetini daha da iyi anlar. Çocukken verilen öğütlerin ne demek olduğunu deneyimler. Anne-babasının kendisine “Evladığın olduğunda anlarsın” dediğinde ne demek istediklerini anlar.
Ama evlat büyüse de anne baba olsa da yine evlattır. Evlatlıktan Ebeveynliğe Anne-Babasının gözünde hep o küçük çocuktur. Evlatlıktan ebeveynliğe giden yolda bu yazılanlarda kalsın bir kenarda.