Simyacı Kitap Özeti-Simyacı Sözleri

Simyacı kitap özeti, Simyacı kitabının felsefi yorumu, Simyacı kitabının ana fikri, Simyacı sözleri, Simyacı Kitabından çıkarılan sonuç vb… merak edilen bilgilerin cevapları için aliskanlik.com

Simyacı Kitabı

 Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun 1988’de ilk kez yayımlanan kitabı Simyacı kitabı, günümüz okurları tarafından sevilen bir kitap haline gelmiştir ve uluslararası alanda en çok satan kitaplar kategorisinde de yerini almıştır. Ayrıca bu kitap, diğer dillere en fazla çevrilen kitaplar arasında da yer almaktadır. Kitap, Endülüs’te çobanlık yapan gencin pek çok kez rüyasında hazine bulduğunu görmesi üzerine Mısır Piramitlerine olan yolculuğunun serüvenini anlatmaktadır.

Simyacı Kitap Özeti

Simyacı kitap özeti için kitabının başkahramanında bahsedip kitabın derin sayfalarına inelim. Kitabının başkahramanı Santiago, gezginliği seven ve birçok diyarı görme hayali kuran bir çobandır. Ailesi onun bir rahip olmasını istemektedir ancak o gezginlik hayallerini bırakmaz. Babası da ona para vererek bir koyun sürüsü almasını tavsiye eder. Çobanlık yaparak birçok yeri gezip görme şansını yakalayacağını düşünmektedir. Bunun üzerine Santiago, bir koyun sürüsü alıp çobanlık yaparak gezginliğe başlamıştır.

Koyunlarıyla bir bağ kuran Santiago, koyunların tek düşündükleri şeyin yemek ve su olduğunu düşünüp onlara bir şeyler öğretme arzusu vardır. Geçimini koyunların yünlerini ve etlerini satarak sağlamaktadır. Bir gün Santiago, rüyasında hazine bulduğunu görmüştür ve bu rüyayı ertesi günler de tekrardan görmüştür. Bunun üzerine rüya yorumcusu çingene bir kadın ile görüşmüştür. Kadın, Mısır Piramitlerinin yakınında bir hazine olduğunu ve Santiago’nun bu hazineye sahip olacağını söylemiştir. Ancak hazineden bir pay istemektedir. Santiago ilk zamanlarda bu olaya pek sıcak bakmaz ancak bir gün Tevrat’ta geçen Salem şehrinin Kralı Melchizede ki ile karşılaşmıştır. Kral ona Kişisel Menkıbesini gerçekleştirmesi gerektiğini ve istemesi halinde tüm dünyanın ona yardım edeceğini söylemiştir.

Ona hayatı ve yapacağı bu hazine yolculuğu için nasihatler verir. Tüm bu iyilikler için koyunlarının bir kısmını ister ve Santiago bunun üzerine, çingene kadının hazinede pay istediğini söyler ve bir Kralın neden daha az istediğini sorar. Bunun üzerine Kral, henüz daha eline geçmeyen bir şeyi vaat edecek olan kişinin bu şeyi elde etme arzusunun azaldığını savunmuştur.

Aradan geçen günler sonrası çoban, tüm sürüsünü satıp hayalinde gördüğü Mısır Piramitlerine gitmek için yola koyulmuştur. İlk olarak Kuzey Afrika’da bir şehir olan Tanca’ya varır ve burada İspanyolca konuşan bir Arap genci kendisine yardımcı olmak ister. Ancak bu genç ona yardım etmek yerine onun koyun sürüsünün satışından elde ettiği tüm parayı çalarak onu yabancı bir kentte parasız bırakmıştır. Aradan geçen zaman sonrası Santiago, para kazanması gerektiğini düşünür ve bir billuriye dükkanında bir tüccarın yanında çalışmaya başlar. Hem burada çalışarak para kazanmakta ve geceleri de dükkanda konaklamaktadır.

Simyacı Kitabının Felsefi Yorumu

Simyacı kitabının felsefi yorumu burada başlamaktadır. Gün geçtikçe Arapçayı da öğrenen Santiago, tüccarla bir gün konuşurken tüccarın en büyük hayalinin hacca gitmek olduğunu öğrenmiştir. Bunun üzerine Santiago, tüccara zenginken neden hacca gitmediğini merak etmiştir. Tüccar ise bunun sebebinin, eğer hacca giderse en büyük hayalinin gerçekleşmiş olacağını böylelikle de gerçekleştirmek için uğraşmayacağı bir hayal kalmayacağını söylemiştir. Tüm hayatını hacca gitme hayali ile geçirecek ve onun için çalışacaktır. Çoban, Avrupa’dan geleli yıllar geçmişti ve artık yeterli parayı biriktirip ülkesine dönmek istemektedir. Bir gün çoban, gerekli tüm parayı topladığı için ülkesine geri dönmek üzere yola çıkmaya hazırlanmaktaydı. Ancak karşılaştığı Kral’ın, yolundan vazgeçmemesini söylediğini hatırlayarak yoluna devam etmek ister ve Mısır’a yolculuk için bir ambara gider. Ambarda bir İngiliz ile karşılaşır. Bu İngiliz, simyaya ilgilidir ve Feyyum Vahasındaki ünlü bir simyacı ile tanışmak istemektedir. Bu simyacı, söylentilere göre tüm madenleri altına çevirebilmektedir. İngiliz ise bunu gerçekleştirmek için çok sayıda kitap okuyup araştırma yapmıştır ancak yolunu bulamayınca bizzat kendisinden öğrenmek istemektedir. Bu iki Avrupalı da Mısır’a gitmek için bir kervana katılırlar ve yolculuğa başlarlar. Kervan sırasında çoban, “çölü” tanımaya başlar ve çöle çeşitli anlam yüklemeye başlar.

Simyacı Kitabının Ana Fikri

Simyacı kitabının ana fikri burada yatmaktadır. Yolculuk sırasında İngiliz’in kitaplarını okur ancak bu kitapları sıkıcı bulur ve ona çölü izlemesini, çöle anlam yüklemesini söylemektedir. Yolculuğun başlarında Santiago, hem İngiliz ile hem de kervandaki kişilerle sürekli iletişim içindedir ancak zamanla suskunluk hakimiyet kuracaktır. Kervan nihayet Feyyum Vahasına varır. Ancak kabileler arası savaştan ötürü uzun süre burada kalacaklardır. İngiliz, aradığı simyacıyı bulmak için vaha halkına sormak istemektedir ancak Arapça bilmemesinden dolayı bunu çoban arkadaşından ister. Çöl geleneklerinden dolayı erkeklerin kadınlarla konuşmaları istenmemekteydi. Bu yüzden su almak için kuyuya gelen kadınlarla az vakitlerde konuşmaya çalışırlar. Bir gün Fatima adında Arap bir kadınla karşılaşırlar ve Santiago bu kadına aşık olur. Her gün kuyuya gider ve onunla konuşmak ister. Aşık olduğu kişi için orda kalmak ister ve o an için hayali için çıktığı yolculuğu unutur ve uzun süre o vahada kalır. Bir gün Santiago, vahaya karşı olası bir saldırıyı rüyasında görür ve bunu kabile reislerine bildirir. Ancak çöl halkı, böyle rüya yorumlarına inanmadıkları için herhangi bir saldırının olmaması durumda çobanı öldüreceklerini söylerler ve vahanın tarafsız bir bölge olduğunu bildikleri için bu saldırının gerçekleşmeyeceklerinden emindirler. Ancak anlaşma bozulur ve saldırı gerçekleşir. Bunun üzerine çobanın canı bağışlanır ve onu vahanın müşaviri yaparlar, çoban böylelikle saygın ve zengin bir tüccar olma şansını elde etmiştir.

Simyacı Sözleri

Çoban, bir gün simyacı denilen kişiyle karşılaşır ve onunla kişisel menkıbesi hakkında konuşurlar. Simyacı, hayali olan bu yolculuğa devam etmesi gerektiğini söylemektedir. Nasıl aşık olduğu Fatima’yı bu yolculuk sayesinde bulduysa, hayatının mutluluğu için yolculuğuna devam etmesi gerektiğini çobana tekrar söylemektedir. Günler geçince çoban, yolculuğa devam etme kararı verir ve Fatima ile vedalaşarak Simyacı ile yola çıkar. Yolculuk sırasında diğer kabilelerin askerleri ile karşılaşırlar. Askerler, onların düşman kabileden olduklarını sanarak Santiago’nun tüm parasına el koyup ve onları esir alırlar. Onların düşman Simyacı, çobanın rüzgar olup kaybolabileceğini iddia eder ve bunu yapması karşılığında da özgürlüklerini talep ederler. Bunun üzerine askerler, çobana rüzgar olup kaybolması için kaybolması için bir şans verirler. Çoban, kendisinin rüzgara nasıl dönüşeceğini bilmediğini simyacıya söyler. Simyacı sözleri ise Evrensel Dili anlayarak bu amaca ulaşabileceğini söyler. Ardından çoban, ilk olarak rüzgarla sonrasında güneş ve daha sonrasında da dünya ile iletişime geçerek hem Evrensel Dili anlar hem de oluşan kum fırtınası ile rüzgar olup tüm orduya korku salarlar. Bunun üzerine askerler, Santiago ile Simyacıyı serbest bırakırlar. Ardından yollarına devam ederler ve Mısır Piramitlerine yakın bir manastıra varırlar.

Simyacı Kitabından Çıkarılan Sonuç

Simyacı, manastırdaki rahiplerle görüşür ve orada konaklarlar. Ardından Simyacı ona bir parça altın verir ve iki kez yaşanan bir şeyin üçüncü kez mutlaka tekrardan yaşanacağını savunup ona lazım olduğunu söyler. Sonrasında yollarını ayırırlar ve çoban, Mısır Piramitlerine olan yolcuğuna devam eder. Günler geçtikten sonra çoban sonunda hayali olan Mısır Piramitlerine varır. Tanrı’nın ona hazinenin gözyaşının düştüğü yerde bulunduğunu söylediğini hatırlar ve gözyaşının düştüğü yeri kazmaya başlar. Çoban kazı yaparken savaş mültecileri gelir ve onu darp edip elindeki altını alırlar. Mülteciler, çobanın neden kazı yaptığını merak edip sorarlar ve bunun üzerine çoban da rüyasında hazine gördüğünü belirtir ve onu aradığını söyler ancak oradakiler ona inanmazlar. Bir mülteci de kendi rüyasında bir kilisenin yanındaki ağacın dibinde hazine olduğunu üst üste gördüğünü söyler ve hepsi oradan giderler. Simyacı Kitabından çıkarılan sonuç çoban, hazinen aslında Mısır Piramitlerinde değil yaşadığı yerde olduğunu anlar ve evine dönüp tüm hazineyi bulur. Ardından bu hazinen en büyük kazanımı olan yolculuk sayesinde karşılaşıp aşık olduğu kadın Fatima’ya doğru yola çıkmaya başlaması ile de hikaye sonlanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu